Pişmanlık Üzerine Bir Dostoyevski Yorumu
Pişmanlık Üzerine Bir Dostoyevski Yorumu
Giriş
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821–1881), 19. yüzyıl Rus edebiyatının en güçlü kalemlerinden biri olarak insan ruhunun karanlık labirentlerini keşfetmeye adamış bir yazardır. Eserleri, sadece birer edebi metin olmanın ötesinde, psikoloji, felsefe ve teoloji ile iç içe geçmiş derinlikli analizlerdir. Dostoyevski, bireyin varoluşsal sorunlarını, ahlaki ikilemlerini, vicdan muhasebesini ve yaşamın kaçınılmaz trajedisini derin bir gözlem gücüyle ele alır. Ona atfedilen “Ne yaparsan yap, pişman öleceksin. Belki yaptıklarından, belki de yapmadıklarından.” ifadesi, yazarın insan doğasına dair keskin sezgilerinin yoğun bir şekilde kristalleşmiş halidir.
Bu söz, yaşamın özünü belirleyen bir gerçeğe işaret eder: İster aktif tercihlerle şekillenmiş olsun, isterse kaçınılmış adımların gölgesinde kalsın, insan hayatı kaçınılmaz olarak pişmanlık ile son bulur. Dostoyevski, bu gerçeği hem dramatik kurgularında hem de karakterlerinin iç monologlarında derinlemesine işler.
Sözün Felsefi Arka Planı
Bu cümle, varoluşçuluk ve ahlaki psikoloji perspektifinden değerlendirildiğinde oldukça zengin bir anlam katmanına sahiptir. Dostoyevski, Kierkegaard ve Nietzsche gibi filozofların da işaret ettiği bir gerçeğe, yani insanın kendi özgür iradesinin ağırlığı altında ezilmesine dokunur.
İnsan yaşamı, ardı ardına yapılan seçimlerden oluşur. Her seçim, aynı zamanda başka bir ihtimali ortadan kaldırır. Bu nedenle, seçim ne kadar doğru veya değerli görünürse görünsün, geride bıraktığı “yapılmamış” olasılıklar, bir tür potansiyel pişmanlık alanı yaratır. Dostoyevski’ye göre, insanın bu içsel hesaplaşmadan tamamen kurtulması imkânsızdır; çünkü hayatın kendisi sınırlı, seçimlerin sonuçları ise kalıcıdır.
Dostoyevski, bu fikri özellikle üç boyutta ele alır:
-
Yapılanlardan Doğan Pişmanlık: Yanlış bir kararın vicdan azabı, kişinin iç huzurunu uzun yıllar boyunca gölgeleyebilir.
-
Yapılmayanlardan Doğan Pişmanlık: Cesaret edilemeyen adımlar, söylenmeyen sözler veya kaçırılan fırsatlar, zaman geçtikçe daha ağır bir “keşke” duygusuna dönüşebilir.
-
Kaçınılmaz Pişmanlık: İnsan doğası gereği, her iki tür pişmanlığı da farklı ölçülerde yaşar. Hayatın sonuna gelindiğinde, bunlardan biri ya da her ikisi, kişinin zihninde iz bırakır.
Eserlerde Pişmanlığın Yansımaları
-
Raskolnikov (Suç ve Ceza) — İşlediği cinayetin ahlaki yükünü taşırken, hem yaptığı eylemin hem de farklı bir hayat seçmemiş olmanın pişmanlığını yaşar. Pişmanlık, onun için sadece suçun sonucu değil, aynı zamanda insan olmanın kaçınılmaz bedelidir.
-
Prens Mışkin (Budala) — İyiliği ve masumiyeti koruma çabası, bazı durumlarda eylemsizliğe dönüşür. Mışkin’in trajedisi, yalnızca yaptıklarından değil, engelleyemediği felaketlerden de kaynaklanır.
-
İvan Karamazov (Karamazov Kardeşler) — Tanrı’ya ve adalete dair derin sorgulamaları, onu hem söyledikleri hem de söylemedikleri yüzünden vicdani bir çıkmaza sürükler.
Bu karakterler, Dostoyevski’nin pişmanlığı tek boyutlu bir duygu olarak değil, ahlak, inanç ve özgür irade ile örülü çok katmanlı bir deneyim olarak gördüğünü kanıtlar.
Psikolojik ve Varoluşsal Perspektif
Modern psikoloji, pişmanlığı eylem pişmanlığı (action regret) ve eylemsizlik pişmanlığı (inaction regret) olarak ikiye ayırır. Thomas Gilovich ve Victoria Medvec’in araştırmalarına göre, kısa vadede eylem pişmanlığı baskın olsa da uzun vadede eylemsizlik pişmanlığı daha ağır basar. Dostoyevski’nin sözünün zamansızlığı, işte bu psikolojik bulgularla da doğrulanır.
Varoluşçu filozoflar ise pişmanlığı, insanın özgürlüğünün kaçınılmaz bir sonucu olarak görür. Sartre’a göre özgürlük, seçim yapma zorunluluğunu beraberinde getirir ve her seçim, yapılmayan diğer tüm seçeneklerin kaybı anlamına gelir. Dostoyevski’nin ifadesi de tam olarak bu özgürlük-pişmanlık ilişkisinin edebi bir ifadesidir.
Sonuç
Dostoyevski’nin “Ne yaparsan yap, pişman öleceksin” sözü, yalnızca bir hayat dersi değil, insan varoluşunun kaçınılmaz çelişkilerinden birine işaret eden derin bir gözlemdir. Hayat, sınırlı zaman içinde sonsuz olasılıklarla karşılaşmamız, ancak yalnızca bazılarını seçebilmemiz gerçeği üzerine kuruludur. Bu nedenle asıl mesele, pişmanlık yaşamamak değil; pişman olacağımız şeyleri bile bile, kendi değerlerimize uygun seçimler yapabilmektir.
Kaynakça (APA 7)
Dostoyevski, F. M. (2011). Suç ve ceza (M. Beyhan, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Raskolnikov’un ahlaki ikilemleri üzerinden pişmanlık teması derinlemesine işlenir.
Dostoyevski, F. M. (2013). Budala (E. Altay, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Prens Mışkin’in eylem ve eylemsizlik arasındaki trajedisi, yapılmayanlardan doğan pişmanlığı yansıtır.
Dostoyevski, F. M. (2014). Karamazov kardeşler (M. Beyhan, Çev.). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
İvan Karamazov’un inanç ve ahlak sorgulamaları, sözün felsefi arka planını güçlendirir.
Frankl, V. E. (2009). İnsanın anlam arayışı (S. Budak, Çev.). İstanbul: Okuyanus Yayınları.
Yaşamın anlamı, seçimlerin sorumluluğu ve pişmanlık arasındaki varoluşsal ilişkiyi açıklar.
Gilovich, T., & Medvec, V. H. (1995). The experience of regret: What, when, and why. Psychological Review, 102(2), 379–395. https://doi.org/10.1037/0033-295X.102.2.379
Modern psikolojide pişmanlık kavramının bilimsel analizi. Eylem ve eylemsizlik pişmanlığı arasındaki farkı açıklar.
Jones, R. (2007). Dostoyevsky and the dynamics of human conscience. New York: Academic Press.
Yorumlar
Yorum Gönder