Park ve Bahçelerin Biyolojik Çeşitliliğin Korunmasındaki Rolü
Park ve Bahçelerin Biyolojik Çeşitliliğin Korunmasındaki Rolü
Giriş
Son yüzyılda, dünya genelinde biyolojik çeşitlilikte ciddi bir azalma yaşanmıştır. FAO’nun (1996) 150 ülke raporuna dayanan çalışmasına göre, dünya biyolojik çeşitliliğinin yaklaşık %75’i kaybolmuştur. Özellikle tarımsal bitki çeşitliliğinde ciddi kayıplar yaşanmış, Çin'de 1949 yılında mevcut olan 10.000 buğday çeşidinin 1970'lerde sadece 1.000 çeşidi kalmıştır (Norberg-Hodge, Goering, 2001). Benzer şekilde, ABD'de lahana çeşitlerinin %95'i, mısır çeşitlerinin %91'i, bezelye çeşitlerinin %94'ü ve domates çeşitlerinin %81'i yok olmuştur. Bu durum, gıda güvenliği, ekosistem dengesi ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük riskler taşımaktadır.
Biyolojik Çeşitliliğin Önemi
Biyolojik çeşitlilik, ekosistemlerin esnekliğini artırarak çevresel değişimlere karşı direnç sağlamaktadır. Bitki çeşitliliği ise toprak kalitesinden, su tutma kapasitesine kadar birçok ekosistem hizmeti sunmaktadır. Ayrıca farklı bitki türleri, toprak altı mikroorganizmalarından polinatörlere kadar birçok canlı türüne habitat sağlamaktadır. Gıda çeşitliliğinin azalması, hem ekolojik hem de beslenme açısından riskler doğurur.
Park ve Bahçelerin Koruyucu Rolü
Şehir parkları ve bahçeler, biyolojik çeşitliliğin korunmasında önemli rol oynamaktadır. Bu alanlar, yerel ve nadir bitki türlerinin yetiştirilmesine ve korunmasına olanak tanır. Özellikle yerel tohum bankalarının oluşturulması ve yerel bitki çeşitlerinin park alanlarında yetiştirilmesi, genetik çeşitliliğin korunmasına katkı sağlar.
Ayrıca, park ve bahçelerdeki bitkilerin çeşitliliği, polinatörler (arılar, kelebekler ve diğer tozlayıcılar) için kritik yaşam alanları sunar. Polinatörlerin sayısındaki azalma, gıda üretimini doğrudan etkilediği için, şehir içinde bu tür alanların yaratılması ekolojik dengeyi korumak adına stratejik öneme sahiptir.
Örnek Uygulamalar
- Topluluk Bahçeleri: Pek çok şehirde topluluk bahçeleri, hem yerel halkın tarımsal faaliyetlerle buluşmasını sağlar hem de yerel tohumların korunmasına katkıda bulunur.
- Biyolojik Koridorlar: Parklar ve yeşil alanlar, şehir içindeki biyolojik koridorları oluşturur ve hayvanların güvenli şekilde hareket etmelerini sağlar.
- Eğitim ve Farkındalık: Parklarda düzenlenen etkinlikler ve bilgilendirme tabelaları, biyolojik çeşitlilik hakkında toplumda farkındalık yaratır.
Sonuç ve Öneriler
Park ve bahçeler, sadece rekreasyon alanları değil, aynı zamanda biyolojik çeşitliliği korumanın ve yerel ekosistemleri desteklemenin önemli araçlarıdır. Şehir planlamalarında park ve bahçelere daha fazla yer ayrılmalı ve bu alanların yönetiminde biyolojik çeşitliliğin korunması öncelikli hedef olmalıdır. Ayrıca, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları iş birliği yaparak, yerel bitki türlerinin kullanımını teşvik etmeli ve tohum bankaları oluşturmalıdır.
Bu sayede, gelecekte hem gıda güvenliği hem de ekosistem hizmetlerinin sürekliliği sağlanabilir ve biyolojik çeşitlilik kaybının önüne geçilebilir.
Kaynakça
-
FAO. (1996). The State of the World's Plant Genetic Resources for Food and Agriculture. Food and Agriculture Organization of the United Nations. Rome. Erişim: www.fao.org
-
Norberg-Hodge, H., & Goering, P. (2001). Ancient Futures: Learning from Ladakh. Sierra Club Books.
-
United States Department of Agriculture (USDA). (2024). Plant Variety Loss in the United States. USDA Agricultural Research Service. Erişim: www.usda.gov
-
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. (2022). Türkiye’de Biyolojik Çeşitlilik ve Yeşil Alan Yönetimi. Ankara.
-
Eken, G., Bozdoğan, M., & Kılıç, D. (2020). Kent Ekolojisi ve Biyolojik Çeşitlilik. TEMA Vakfı Yayınları.
-
WWF. (2023). Urban Green Spaces and Biodiversity. World Wildlife Fund. Erişim: www.wwf.org
Yorumlar
Yorum Gönder