"Kışın Sıcaklığı"Soğuk bir kış sabahıydı
"Kışın Sıcaklığı"
Soğuk bir kış sabahıydı. Sokaklarda rüzgâr ince ince esiyor, ağaç dallarına dokunarak buz gibi melodiler yaratıyordu. Leyla, evin mutfağında oturmuş pencereden dışarıyı izliyordu. Elinde, sıcak bir bardak suyun içinde yuvarlak bir dilim limon yüzüyordu. Dışarıdaki soğukla tezat oluşturan bu içeceğin buharı, camı buğulandırıyordu.
Limonun kokusu odaya yayılırken, Leyla’nın aklı çocukluğuna gitti. Köydeki büyükannesini hatırladı. Büyükannesi kış aylarında sobanın başına oturur, demir çaydanlıkta kaynayan suya taze limon sıkar ve herkese birer bardak sunardı. "Soğukta limonun sıcak suyunu içersen, hem hasta olmazsın hem de kalbin ısınır," derdi.
Leyla, bardağından bir yudum alırken büyükannesinin haklı olduğunu düşündü. Soğuk hava insanın ruhunu sarar, ama sıcak su ve limon gibi basit bir şey bile insanı mutlu edebilir. Dışarının sert soğuğuna rağmen içindeki bu sıcaklık, ona her zorluğun sonunda bir rahatlık olduğunu hatırlatıyordu.
Pencerenin dışında bir kar tanesi süzülerek yere düştü. Leyla bardağındaki limon dilimine baktı ve bir gülümseme yerleşti yüzüne. Hayatta küçük şeylerin nasıl büyük etkiler yaratabileceğini düşündü. Limonun asidinde hayatın zorluklarını, sıcak suyun yumuşaklığında ise her şeyin sonunda gelen huzuru gördü.
Büyükannesi haklıydı; bazen sıcak bir bardak su ve içindeki küçük bir dilim limon, bir kış sabahını güzelleştirmeye yeterdi. Leyla, bardağını bitirirken, dışarıdaki soğuğun bir önemi kalmamıştı. Çünkü o an, içeride bir yaz sıcaklığı vardı.
Yorumlar
Yorum Gönder